24 Ağustos 2012 Cuma

Yol ve Adımlar Üzerine; Denemeler


"-Varacağımız yeri, seçtiğimiz yoldan ziyade, o yoldaki yürüyüş şeklimiz belirler.!"

-Emeklemekten yılmayın. Eğer kendinize uygun bir yol seçtiğinizi düşünüyorsanız bir sürü bilinmezle karşılaşmaya hazır olun, çünkü ilk başlarda ne yapacağınızı şaşıracağınız durumlar içerisine düşeceksiniz. Bu durumda kendinizi küçük ve yetersiz hissetmeyin. Daha yeni doğduğunuzu unutmayın... :)

-Düştüğünüz zaman kalkabileceğinizi aklınızdan çıkartmayın. Düşeceksiniz çünkü yola çıkmadan önce "ben" dediğiniz şeyin alışkanlıkları yola olan dikkatinizi azaltacaktır. Düşmek sizde izler bırakıcı zedelenmelere yol açacaktır.. "ben" önceleri bu durumdan şikayetçi olur ama daha sonra bu izlerle gurur duymaya kalkışır. Her iki durum da sizin adımlarınızın amaçlarını değiştirir...

-Yürümeyi başardığınızda gerekmedikçe koşmaya kalkışmayın. Acele etmek, bir çok şeyi gözden kaçırmanıza sebep olur ve acelenin yorgunluğunda yavaşladığınızda siz koşarken akan süreci algılayamadığınız için etrafınızdaki değişimleri koşmaya başlamadan önceki anlardaki zihninizle yorumlamaya kalkışırsınız...

-Çoşkuya kapılıp dans ettiğinizde yürümeyi aksatmayın. Çünkü yolda sürekli mucizelerle karşılaşacaksınız ve yüksek mutluluklar yaşayacaksınız.. Böyle anlarda bir çok yolcu bir arada toplanmış ve bir mucizenin kutlamasını yapıyorlardır.. birbirinizden etkilenir ve mucizeye fazla kapılırsanız durursunuz.. çok durmak, bağlanmak ve kök salmaya sebep olur.. oysa bizler amaca doğru akan yolun yolcularıyız. Zaten mucizeler de geçicidirler bir zaman sonra sadece öyküleri kalır ve siz artık bir yolcu değil bir masalcı olursunuz...

-Sağa sola sapan patikaları keşfederken yolu gözden kaybetmeyin. Yol gizemler içerir ve  bu gizemler heyecan doludurlar; sizi yolda yürümeden, yorulmadan varacağın yere ulaştırmaya söz verirler.. Her bir gizem yolu kendince tarif eder, ama bu tarifler yol değildirler.. yeterince yürüdüğünüzde zaten erişeceğiniz kavramları size anlatırlar ve siz henüz anlamaya hazır olmadığınız için o kavramları çözmeye takılır, yolunuzdan geri kalırsınız...

-Yol değişkendir, onun sizin hayal ettiğiniz gibi olmasını beklemeyin.. Göller ve meltemi sunabileceği gibi yıldırımlar, kayalar da yağdırır. Ve bu yolu her daim zevkli ve güzel kılan tek şeyi yani mutluluğu ise, sizin ona bakış açılarınız oluşturur. her şey geçicidir, hazırlıklı olun ve temponuza sadık kalın...

-Yol mevsimlerle dolu bir parkur gibidir ve içerdiği engeller aşılmak içindir ve üstesinden gelemeyeceğiniz acı, korku yoktur. Mesela depresyon anları; bastırılması gereken durumlar değildir. o anlarda hayatı ve kendinizi sorgularsınız. Bu dar kapılar, geçen zaman içerisinde üzerinize  yapışan önyargılar ve şartlanmışlıkların yükünü silkinip atmanızı ve değişmiş yeni yol şartlarına tazelenmiş olarak adapte olmanızı sağlayan şifalı eşiklerdir...

-Düştüğünü gördüğünüz yolcuların sizden yardım isteyip istemediğini bilmeden onları kaldırmaya kalkışmayın. Süreçlerinde gerekli bir aşamayı yaşıyor olabilirler veya kendilerini kaldırmaya çalışmadan önce güç kazanmaya çalışıyor ve bu arada kendilerini dinliyor olabilirler. Zamansız yapılan yardım beklenmedik olumsuz sonuçlara varabilir...

-Yürüyemeyen veya zor yürüyen birisini gördüğünüzde, onun için neler yapabileceğinize bakın, gerekli tavsiyelerde bulunun ve yolunuza devam edin. Bazı insanların yolda yürüme durumları ve becerileri bizimkilerden daha farklı olabilir ve bazı insanların tarzı ise yürüyemiyor gibi yapması olabilir, bu da bir yolculuk şeklidir...

-Sizin yürüyüş şekliniz kendinize aittir bu adımlar hem başkalarından öğrendiğiniz ve öğreteceğiniz hem de kendi kendinize geliştirdiğiniz eşsiz, harika bir dans ve denge şeklidir. kimseden aynı sizin gibi adım atmasını istemeyin, başka biri gibi adım atmaya kalkışmayın, ayaklarınız karışır ve düşersiniz hem unutmayın bizler askerlik yapmıyoruz...

-Sevinçler en umutsuz anlarınızda, olmadık köşelerden çıkıp size yarenlik edeceklerdir ama sürekli yanınızda olmalarını beklemeyin, onlar çiçek gibidirler ve mevsimleri geçince solarlar ve bir başka yolcuya yeniden açabilmek için tohumlarında uykuya yatarlar...

-Rastladığınız diğer yolcular sizinle aynı hızda yürümezler, bu yüzden geri kaldılar veya çok ilerlerdiler diye yargılamaya kalkışmayın, yol bir yarış değildir...

-Dinlenmeniz gerektiğinde durun ve dinlenin, yoksa bir zaman sonra ayaklarınız sizi taşıyamaz olurlar.

-Kendinizi yürüyüşünüzün büyüsüne kaptırmayın, fasit çembere girersiniz.

-Yoldan çıkanların çalım oyunlarına fazla önem vermeyin, yol tembellerinin alkışını almaktan başka işe yaramazlar.

-Gerektiğinde kendinizi yere atmaktan çekinmeyin.



-Sırt çantanızda bulunması gerekenler:
Kararlılık,
Sabır,
Özveri,
İyi niyet,
Paylaşım,
Anlayış,
Merak,
Neşe,
Şükür,
Ateş ve Şarap.

"-Yere basan her adımımız yolun sonu, havadaki her adımımız yeni bir maceranın müjdesidir.!"

Rastlaşabilmek umudu ile hepimize iyi yolculuklar

Açıklama: Tüm paragraflar "..." şeklinde bitiyor, bunun manası ; -Yol'a bakış açım ve tüm kişisel yargılarım olağan ve istisnai değişkenliklere açıktır..

ŞşErkan

(zanlarımdan derlenmiştir)

 -... devam edecek ...

Yeni Ek:


"-Hayatın manasını aramak için yollara düşmeyin. Manayı kendiniz yaratın, bunun için buradasınız. İşte o zaman yol kendiliğinden açılacaktır: Kendinize has yolunuz.

Yürümeyi öğrenirken: Gerçek bir adım atmış insanların deneyimleri sizler için taklit edilmesi gereken bir amaç değil, kişiye özel yolunuzda yürürken manayı oluşturmak için kullanacağınız araçlar olmalıdır."

.